RSS Öğesi Bilgileri

AçıklamaEtiket
M.Nedim Hazar - Kamyonlar tabut taşır!Ne güzeldir Yaşar Kurt’un şarkısı: “Kamyonlar kavun taşır, ben hep seni düşünürüm.” Soma’da kamyonlar tabut ve madenci cenazesi taşıyor, kavunlar için yapılan soğuk hava depolarına. Bekleyişler çeşit çeşit... Ancak acının tepelediği insanların bekleyişi en derinden vuranı. Madenin baca gibi tüten ağzında, hastane kapısında ve soğuk hava deposu avlusunda.Tenleri kömürden Somalili (küçümsemek için demiyorum elbet) bedenine dönmüş Somalı ölü maden işçilerinin. En yakınları bile tanımakta zorlanıyor ve acı kanata kanata ilerliyor akrebin eşliğinde. Bekleyiş sürüyor saatlerce. Gözyaşı, kırgınlık, pişmanlık ve kızgınlık ile beraber...Sevdiklerinin geçen cenazesini bile birbirinden ayırt edemeden bakmak ne büyük bir ızdıraptır Rabb’im!Bir çocuk resmi düşüyor ekranlara. Fotoğraf değil, resim. Bilmiyorum kim çizmiş. Bir madenci var belirgin bir köşesinde kirli sakalıyla. Baretinin üzerindeki ışık, evini aydınlatıyor çocuğun. Mutfakla oturma odası birleşik. Hani şu ‘tek göz oda’ denilen evlerden. Anne bulaşık yıkıyor, çocuk ders çalışıyor. Fakir çocuklar hep ders çalışır çizdikleri resimlerde… Yüzü gözü kara olmuş işçi baba, gururla seyrediyor evini.Sayıyı bile tam olarak bilmiyoruz, bildiğimiz en az 200 bareti ışıklı, yüzü kömür karası baba cenazesi var madende, hastanede ve soğuk hava deposunda. Korkulan, bu sayısının çok daha fazla olması!En az 200 işçi… İnsan, baba, koca, evlat…Canı cehenneme bu acıyı ucuz siyasi hesaplaşmaya malzeme yapanların. Kendisini haklı görmek adına bu acıyı kullanan ya da küçümsemeye kalkanlar da yerin dibine batsın.Baretiyle evini ışıtan, ısıtan, tenceresini kaynatan babaları ve onların acısıyla iki büklüm olanları anlayalım önce.Evi ısınsın, çocuğu üşümesin diye kendini ateşe atabilen babaları…Oturmuş ekran başına ulaşılan göçük sayısını izliyoruz ışıltılı inşaat reklamları arasında. Açılan göçük sayısı, ulaşılan cenaze sayısı yer alıyor ekranların alt bantlarında.Kanayan vicdan sayısından bahsetmiyor haber bültenleri! Bu saf, katıksız acıyı iliklerine kadar hisseden yürek sayısının azlığı esas tehlike oysa!Sedye kirlenmesin diye, yarı baygın haldeyken çizmelerini çıkarmaya çalışan yaralı madencinin attığı tokadın acısını hissetmediysek, bu acı az bile bize!Ajanslara düşen her fotoğraf, bir insanlık dersi gibiydi dün. Gözleri yaşlı, umutsuz analar, çocuklar… Tırnak köklerine kadar kararmış ölü madenci elleri. Arkadaşının baretine bakarak ağlayan yorgun madenci… Ya görüntüler? Elinde megafon yaralı ismini açıklayan hastane yetkilisi, ‘ölüsünü ya da dirisini verin’ diye ağlayan bitip tükenmiş baba… Hepsi zihinlere kazınıp, unutulmayacak türden ibretlik enstantaneler.Kamyonlar tabut taşıyor Kırkağaç’ta…Elbette tablo ağırdı, acıydı ama nispeten yürek ferahlatan manzaralar da vardı. Misal, motosikletine attığı damacanayla cenaze bekleyenlere sevabına su dağıtan amca. Minibüsüne kumanya koyup kalabalıklara dağıtan ehl-i insaf sivil kuruluşlar. Ve bazı belediyeler. Cenaze arabası, ambulansı istenmeden yollayanlar. Yapacağı bahar festivalini iptal edip, parasını Soma’ya yollayacağını söyleyenler…Gerçi pek kimsenin umudu yok ama dualar ve Yasin’ler sonrasında, eller vicdana konulup düşünmeli. Ve çok ciddi şekilde zihniyet, parti, ideoloji ayrımı yapılmadan, bu işten kim sorumluysa ortaya çıkarılmalı, hesap sorulmalı. Yoksa bunca canın hesabını kimse Allah’a veremez. Ve Yaşar Kurt’un şarkısındaki gibi haklı çıkması son darbe olur: “Artık bu şehir başkadır, herkes beni aldattı gitti!” (Zaman - Anasayfa, 2014-05-15 01:00:45)Maden Kazası

İlgili Kayıtlar

Maden Kazaları

NoTarihMaden AdıİlİlçeTür
1.2014/05/13Soma Holding Soma Kömür İşletmeleriManisaSomaPatlama