Web Sayfası Bilgileri

Greenpeace raporu İzmit Körfezi'nin büyük kirlilik tehdidi altında olduğunu ortaya koyuyor

Greenpeace Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi, halk sağlığı ve çevre risklerine ilişkin endişelerini belirtmek üzere Türkiye'de

5 Nisan 2000, İstanbul - Greenpeace bugün İstanbul'da düzenlediği basın toplantısında, İzmit Körfezi'nde büyük bir kirlilik olduğunu doğrulayan yeni raporunu açıkladı. İngiltere Exeter Üniversitesi Greenpeace Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Dr. Paul Johnston, rapordaki bilimsel bulguların insan sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerini anlattı.

Rapor, geçen Eylül ayında Greenpeace gemisi Rainbow Warrior'un İzmit Körfezi'ni ziyareti sırasında alınan numunelerin, bilimsel analizlerini içeriyor. Numunelerin alınmasının amacı, 17 Ağustos depreminden sonra ortaya çıkan kirliliğin boyutlarını tespit etmekti. Rapor İzmit Körfezi'nin ağır metallerle, özellikle de cıva ve toksik organik kirleticilerle kirlendiğini kanıtlıyor.

Raporda aynı zamanda, Petkim Petrokimya Tesisi'ne ait olduğu düşünülen tehlikeli atıklarla kirlenmiş kontrolsüz bir atık alanından alınmış numunelerinde sonuçları da yer alıyor. Yapılan araştırmadaki ilginç bir bulgu ise geniş bir alana yayıldığı anlaşılan yüksek derecede toksik bir klorlu bileşik olan HCH (lindane) kirliliği. Bu madde, canlıların dokularında birikme özelliğine sahip olup (1), aynı zamanda kanserojendir. HCH maddesi, hem körfezin çeşitli yerlerinden, hem AKSA fabrikası yakınındaki yeraltı sularından, hem de Petkim Petrokimya Kompleksi yanındaki atık alanından alınan örneklerde bulundu.

Dr. Paul Johnston, sonuçların geniş bir alana yayılmış HCH kirliliğini ortaya koyduğunu söyledi. "Bulgular HCH üretimi atıklarının geniş bir çevreye yayılmış olduğunu gösteriyor. Bu kirliliğin sebebi, HCH üretimi sırasında oluşan atıklar olabileceği gibi, bu atıkların Körfez'in çeşitli bölgelerine düzensiz olarak boşaltılması da olabilir. Çevreye ve insan sağlığına olan etkileri gözönüne alındığında, kirliliğin boyutlarına ve çevreye bırakılmış bu maddenin durumuna ilişkin kapsamlı bir incelemenin yapılması gerektiği açıktır."

3000 tona yakın HCH atıklarının (lindane üretimi yan ürünleri) Koruma Tarım A.Ş.'nin yanındaki arsada bir depoda tutulduğu biliniyor. Ancak Koruma Tarım 1990lı yılların başında iflas ettiği ve yeni sahipleri bu atıkların depolandığı alanı almadıkları için atıkların şu anda kimin sorumluluğunda olduğu belirsizdir (2).

Dr. Johnston'a göre, "İzmit'te İzaydaş ve İzmir'de İzsu'nun yürütmekte olduğu çevre entegre projeleri, atık sorununu arıtma teknolojileriyle çözmeye çalışıyor. Çözüm, atıkların deşarj anında işlem görmesi değil, Temiz Teknolojilere yönelerek, soruna kaynağında müdahale etmektir. Ayrıca, her iki çevre entegre projesinde de körfezdeki oksijeni tüketen maddeleri arıtmakta mesafe alınmış gibi görünüyorlarsa da hala toksik ağır metaller ve organik kimyasallarla ilgili bir şey yapılmış değildir."

Greenpeace Araştırma Laboratuvarı Yöneticisi Dr. Johnston, Çevre Bakanlığı'ndan aldığı geçici lisans henüz iptal edilmemiş olan İzmit Atık Yakma Tesisi'nin potansiyel tehlikeleri konusunda da İzmit halkına bir uyarı da bulundu. Dr. Johnston "HCH ve diğer klorlu atıklar dioksinlerin oluşumuna ve çevreye yayılmasına sebep olacağından kesinlikle yakılmamalıdır. Bu konuda atık yakmaya alternatif bir çok teknoloji geliştirilmiş durumdadır. Bu teknolojiler örneğin İzmit Körfezi'ndeki HCH kirliliğinin benzeri yaşanmış olan kuzey İspanya'da uygulanmaktadır." dedi.

Rapor aynı zamanda, AKSA'da depremden sonra ortaya çıkan Akrilonitril (Vinil Siyanür) sızıntısına da dikkat çekiyor. Dr. Johnston, "Akrilonitril yüksek oranda uçucu bir maddedir, aynı zamanda suda çözünür ve süratli bir şekilde hidrolize olur. Bu özellikleri, akrilonitrilin alınan numunelerde tespit edilememiş oluşunu açıklıyor. AKSA çevresinde yaşayan insanlar, depremden sonra keskin bir koku duyduklarını söylediler. Bu insanların Akrilonitril solumuş olmaları yüksek bir olasılık olarak görülüyor. Akrilonitril'e maruz kalmış insanlarda, akciğer ve kalın bağırsak, denek hayvanlarında ise mide ve beyin kanseri vakalarının görülmesine ilişkin kanıtlar nedeniyle, akrilonitril kanserojen bir madde olarak kabul edilmektedir," dedi.

Greenpeace salı günü bu konular ile ilgili olarak Ankara'da Çevre Bakanı ile bir görüşme yaptı. Görüşmede Türkiye'de bu boyutlarda çevre kirliliğine neden olan ve halk sağlığını tehdit eden yetersiz çevre politikaları üzerinde duruldu.

Greenpeace Akdeniz Ofisi Toksik Maddeler Kampanyası Sorumlusu Tolga Temuge, Salı günü Çevre Bakanı Fevzi Aytekin ile yaptıkları görüşmede, Türkiye'nin varolan çevre politikaları ile yanlış yolda olduğunu, endüstriler üzerinde hala bağımsız denetimin uygulanamadığını, kirliliği izleyecek programlar ve kalıcı organik kirleticilerin analizini yapabilecek düzeyde yeterli teknik ekipmanın var olmadığını vurguladı. İstanbul'daki basın toplantısı sırasında Temuge "Yetkili makamlar, halk yerine sanayi kuruluşlarından yana tavır alıyorlar. AKSA örneğinde olduğu gibi mağdur insanlar yalnız bırakılıyor. Şu anda Meclis'te bekleyen yeni Çevre Kanunu milletvekilleri tarafından derhal kabul edilmelidir. Ayrıca yürürlüğe sokulması gereken yeni bir yönetmelik ile yetkililerin, kirletici endüstriler üzerindeki kirlilik kontrol mekanizmalarını, düzenlemek, izlemek ve yaptırımları uygulamak üzere, güçlü ve yasal olarak yeterli olmaları sağlanmalıdır." dedi.

NOTLAR:

1. HCH (Hexachlorocyclohexane) bir tür tarım ilacıdır (pestisit), kalıcı ve dokularda birikebilen son derece zehirli bir kimyasal maddedir. HCH, doğaya sanayi atıksuları ve atıkları, böcek ilaçlama faaliyetleri gibi yollarla yayılır ve önemli zararlara yol açar. Bu maddenin toksik etkileri, hayvanlarda, balıklarda ve kuşlarda ölüme; bitkilerde gelişme bozukluklarına yol açabilir.

2. Koruma Tarım A.Ş, 1963 yılında İzmit Derince'de klor, kostik soda, DDT, Lindane (HCH), hidroklorik asit, sülfrik asit ve sodyum hipoklorit üretmek amacıyla kurulmuştur. Türkiye'de DDT ve HCH (Lindane) gibi tarım ilaçlarının üretiminin yasaklanmasından sonra, tesisin bu üniteleri kapatılmıştır. Buna karşın, Haziran 1985'ten bu yana tesisin yanında 3000 ton 2-3 gamma BHC atığı depolanmış durumdadır. Bu zaman zarfında şirket iflas etti ve ülkeyi terk eden sahibi Halil Bezmen, tesisin yanındaki depoda bulunan atıklarla ilgili bütün sorumlulukları reddetti. Tesisin yeni sahipleri ve yetkililer ise bugüne kadar bu atıklar ile ilgili bir çözüm geliştirmiş değillerdir.

Daha Fazla Bilgi İçin, Tolga Temuge, 533-2148776

http://arkabahce.ada.net.tr/proje/gpeace/basin/050400.html (Greenpeace)

2000/04/05  2010/01/05

Dosyalar

Web sayfası (12.83KB)

İlgili Kayıtlar

Endüstriyel Kazalar

NoTarihTesis AdıİlİlçeTür
1.1999/08/17Akrilik Kimya San. A.Ş. (AKSA)YalovaÇiftlikköy

Yorumlar

Kayıtlı yorum bulunmuyor.